23 Mart 2012 Cuma

EK GIDA BİLMECESİ....



 Bitanecik oğlum 3 Nisan'da 5 ayını dolduracak.Zaten bu ayın başından beri öğün tamamlamalarına başlasam mı başlamasam mı diye kendi kendime hergün gelgitler yaşıyorum.Başkalarına anlatırken ne kolay gelirdi ek gıda meselesi.Her gün aşıya gelen kontrole gelen bebek annelerine beslenme eğitimi vermek daha kolaymış.Tabi kendi canın olunca her şey ince elenip sık dokunuyor.
 Bende ne yaptım yemedim içmedim araştırdım.Çünkü sütüm artık minik prensime yetmemeye başlamıştı.Benim işte olduğum sürece önceki sağdığım sütleri lıkır lıkır içip bitirdi oğlum.Artık sağdığım süt miktarı azaldı ve içtiğimiz süt miktarında da artış görününce bize tamamlama gıdalarına geçme yolu gözüktü.

 Zaten doktorların çoğu 6. ayını doldurana kadar çorba türü şeyleri önermiyorlar.4-6 ay arasında ise tamamlama olarak nitelendirilen taze meyve püreleri,taze sıkılmış meyve suları, taze yapılan yoğurtlar(El yapımı öneriliyor yada hazır yoğurların kaymaksız tarafı), pirinç unu gibi hazmetmesi kolay ve allerji riski olmayan ishal ve kabızlık gibi sindirim problemleri yaşatmayacak besinler öneriliyor.


 Bu tamamlama gıdalarına geçme konusunda bile o kadar çok düşündüm ki ve hala da düşünmekteyim.Bugün yoğurt yaptım bakalım işten eve gidince deneyeceğim yeyip yemeyeceğini.


 Aslında beni bu kadar çok düşündüren her kafadan farklı bir ses çıkması.Doktorların bile farkı yorumları var.Kimisi 6. aya kadar hiç bir şekilde ek gıda önermezken, kimisi de ek gıdaya geç başlamanın ilerde sorun yaratacağını söylüyor.Hiç olmazsa meyve pürelerinin ve yoğurtun 5.ayı doldururken az az verilip 6. ayı doldurduktan sonra artık öğün öğün başlanması yönünde.


 Ben de bu konuda birçok yazı ve görüş okudum.4. ayda birşeyler vermenin çok erken olacağını düşündüm ve 5. ayını doldurduğu şu sıralar artık günde 3-4 çay kaşığı yoğurt elma rendesi vermeyi uygun gördüm.Zaten emzirdikten sonra sütümün en az olduğu bir öğünde üzerine birkaç çay kaşığı yoğurt vererek başlayayım diyorum.Bugün vereceğim bakalım inşallah başarılı olurum.


 Hadi hayırlısı.......

19 Mart 2012 Pazartesi

HAMİLELİK MACERASI....

 Bir annenin hayatında yaşayabileceği en güzel şey hamile olmak.Bir ayrıcalık hem zor hem mükemmel birşey.Bir mucizeye yakından tanık olmak.Her evreyi karnında minicik bir damla iken kocaman bir can oluşunu canlı canlı takip etmek.

 Bu kadar erken olacağını asla tahmin etmezdim.Plansız ve zamansız bir gebelikti benimki si.İlk öğrendiğim zaman hem ağlayıp hem gülenlerdenim.Geçen sene Mart ayıydı.15 Mart 2011 saat:11:08 di gebelik testine bakıp ögrendiğim.Resmini bile çekmiştim o iki çizginin.O gün nöbetçiydim hastanede akşam ise kanda bakmıştım beta hcg seviyesine.Ve %100 bebeğim olacaktı.Tek bir şey kalmıştı oda o siyah ekrandan bebeğimin fotoğrafını görmekti.Ertesi gün hastanemizin kadın doğum uzmanına gittim hemen.Bebeğimi görmek için sabırsızlanıyordum.Ama maalesef göremedim daha minicikti ve bizim eski ultrason cihazımız sadece keseyi görebilmişti.İçi boş olabilir demişti doktorum ama ben öyle olmadığını biliyordum.Bebeğim oradaydı canlı kanlı benimle beraberdi.Ben ona o bana babamızın emanetiydik.

 Çok değil bir hafta sonra gördüm onu 6 haftalık minicik birşeydi.Artık hepimiz varlığından emindik.Onu görünce çok heyecanlandım.Gözlerim doldu.Müthiş birşeydi benim bebeğimdi bizim bebeğimizdi aşkımızın kanıtıydı.

 Henüz hamile olmanın ,anne olacak olmanın sorumluluklarının bu kadar ağır olacağını ve hayatımın 180 derece farklılaşacağının farkında bile değildim.Bildiğim sadece hamileydim, heyecanlı ve mutluydum ama buruk bir mutluluk...
 
 Canım kocacığım askere gitmişti daha 20 gün önce.Bebeğimiz olmasını çok istememize rağmen sırf bu yüzden askerlik sonuna ertelemiştik.Dua niyetine geçmiş demek ki bu isteğimiz diye düşünüyorum.Ona telefonda söylediğimde ise şaka gibi geldi sanırım.Şaşkınlık ve mutluluk hissediyordum telefonun diğer ucundan.Anneme ve kardeşlerime söylediğimde ise özellikle teyzeleri havalara uçtular.Zaten evlendiğimden beri üzerimde psikolojik baskı yapıyorlardı.1,5 sene ancak dayandılar.Eşimin ailesinde de aynı sevinci görmek mümkündü.

 Yalnız bir gebelik geçirmem diyen ben ise çok ama çok büyük konuşmuştum.Neyse ki başka çarem olmadığından dolayı alışmak kısa zamanımı aldı.Nede olsa ben bir anne adayıydım ve moralim hep yüksek olmalıydı.Pozitif bir anne sağlıklı ve mutlu bir bebek demekti.

 Hayatımda birçok şeyden vazgeçmek demekti bu bebek.İlk olarak sigaraya elveda dendi.Artık aç kalmak, çok yorulmak yoktu.Makyaj ve saç boyatmak bitti.İçki bi daha ağıza konulmayacaktı.Bunlar hamilelik ve emzirme döneminin başta gelen yasaklarındandı.

 Bebek artık hayatımız demekti.Biz artık üç kişiydik.Gül'ün kocası, Murat'ın karısı ve Ahmet yiğit'in anne ve babası......

UZUN ZAMANDAN SONRA

 Yazmayalı 15 gün oldu sanırım.Özlemişim şöyle rahatça oturup bir şeyler yazmayı.Ama maalesef anne olmak ve çalışmak ve ve kendine zaman ayırmak görüldüğü ve sanıldığı kadar kolay değilmiş.Profesyonel diye nitelendirdiğim :) hem KENDİNE hem BEBİŞİNE hem İŞİNE hem de EVİNE vakit ayıran annelerden olamadım.Daha kocacığım yanımda bile değil bide ona vakit ayıracak olsam ne olurdu bilemedim.Beceriksiz bir annemiyim demekten kendimi alamadım şuan da.

 Blogumun başına oturmuyor değilim ama yazmak için yeterli zamanım olmuyordu.Kısa zaman içinde bir göz atıp çıkmak fırsatı oluyor ancak.Bahar yorgunluğu var üzerimde bide üstüne Ahmet Yiğit'in hareketlilikleri gelince onunla oyunlara karışmak şart oluyor.Büyüyor tabi annesinin BİRTANESİ.

 Blogumda bebeğimle doğdu ve onunla büyümeye devam edecek inşallah.Hadi bakalım yazmaya ve paylaşmaya devam o zaman